27 Kasım 2012 Salı

Üsküdar da Karnım Açıktı

Üsküdardaysanız ve açsanız şimdi süper bir önerim olacak; Filizler Köfte. Bilenler bilir ama bilmeyenler için anlatıyım. Üsküdar da Kız Kulesi karşısında kocaman bir Cafe&Restorant.

Birgün Üsküdar da karnımız açıktı ve kardeşimle Filizler Köftecisine gitmeye karar verdik. Cam kenarındaki masalar için bir süre sıra bekledikten sonra biz masamıza geçtik ve siparişlerimizi verdik.
Masada daha önce başkaları oturduğu ve yeni kalktıkları için kirliydi. Garsonlar malesefki masayı doğru düzgün temizlemediler. Bence Filizler Köftecisine hiç yakışmadı.




Kardeşim dışardan bakınca beklentilerini baya düşürmüş. Manzara için geldik herhalde mekan ve yemekler iyi değildir, üstelikte pahalıdır diye aklından geçirmiş. Neyse biz neler yedik onlara geçelim.

























Ben köfte ile arası iyi olmayan biriyim. Annemin köfteleri dışında kolay kolay köfte beğenmem ve midem de çok hassas olduğundan öyle her yerde köfte yemem. Ama Filizler Köfte'ye gelipte köfte yememek olmaz tabi ki yedim. Üstelik Kaşarlı Köfteyi bayılarak yedim. Mutlaka yemelisiniz, köfte konusunda çok başarılılar.

Kardeşim ise filizler köfte yedi. Yani ne kadar lezzetli olduklarını anlatarak sizinde ağzını sulandırmak istemem. Giden var gidemeyen var ama gidebilecek olanlar için söyleyeyim, Filizler Köftecisi Türkiye'nin en iyileri arasında birinci seçildi, lezzeti onaylandı Hürriyet gazetesi tarafından.

Peçeteye not yazıp, masanın altına koyma olayı bence çok sempatik ve samimi. Başkalarının yazılarını okumakta eğlenceli. Biz de not yazdık tabi ki. Belki okursunuz kim bilir. (:

Ve tatlı, yemeğin en sevdiğim kısmı. (: İrmik helvasını ise ayrıca severim. Sanırım irmik helvasına olan sevgimizden dolayı (çünkü kardeşim de sever) biz bayıldık, harikaydı.

Şimdi gelelim fiyatlara;
Kaşarlı Köfte: 13,50 tl
Filizler Köfte: 9,75 tl
1 bardak Çay: 2,00 tl
İrmik Helvası: 5,00 tl
Meyve suyu, kola vs. : 3,50 tl

Bu manzaraya, mekana ve lezzete göre çok uygun fiyatlar. Mekan gördüğünüz üzere çok şık, benim çok beğendiğim mekanlardan biridir. Manzara İstanbul Boğazı ve Kız Kulesi. Köfte Hürriyet gazetesi tarafından Türkiye'nin en iyisi seçilmiş. Gitmemek için bahaneniz kalmadı. Yok ben köfte sevmem yemem derseniz, haftasonu Filizler Köftecisinde kahvaltı da çok keyifli. Kahvaltıdan sonra sahilde yüreyerek yediklerinizin bir kısmını yakabilirsiniz de. (: Ama malesefki çok kalabalık oluyor. Kahvaltı tabakları fiyatları 15-20-25 tl olarak değişiyor diye hatırlıyorum. Her tabağın içeriği tabiki farklı.



Filizler Köftecisi'nin Tuzla ve Üsküdar olmak üzere iki şubesi vardır. Alttaki linkte Hürriyet gazetesinin seçtiği en iyi 10 köftecisi arasında birinci olarak seçildi.

http://www.hurriyet.com.tr/cumartesi/20045314.asp

13 Kasım 2012 Salı

Ben Çektim 2

Pazartesi günü Nazlı ve Merveyi beklerken çektiklerimi geç olmadan paylaşmak istedim. Beklediğim süre içerisinde Üsküdar'daki turistlerinde bol bol fotoğraflarını çektim. (Kendileri istediler ) Hatta bir tanesi beni şahsi fotoğrafçısı olarak düşündü sanırım yaklaşık 20 tane fotoğrafını çektim değişik açılardan. (:
Şu okul tatil olsa da bende başka başka ülkere gidip ordaki fotoğrafçılara fotoğrafımı çektirsem. (: Bence bunu hakettim. (:
Neyse fotoğraflara dönelim...





















































O kadar çok balık tutan vardı ki bana fotoğraf çekecek yer bırakmamışlardı. :( Bende onları çektim. 

Mardin'e Gidemeyenler İçin

Mardin'e kadar gidemeyenler ve Mardin lezzetlerini merak edenler veya özleyenler için Acıbadem Caddesi üzerinde Mardinliler dürüm evi açmışlar. Sahra dürüm ve kebab evi, Mardin lezzetlerini İstanbul'a, Acıbadem'e getirmiş. Mardin dürüm ve kebabı, mekanın spesiyallerinden. Mardin dürüm ve kebabın farklılığı ceviz ile birlikte yapılmasıdır. Cevizin kebabta ne işi var diye düşünebilirsiniz ama çok güzel bir tat katmış. Mekanın bir başka özelliği ise lavaşları kendilerinin yapmaları, sıcak sıcak lavaşlara sarılmış Cevizli Mardin dürümü yedik ve çok beğendik. (mardin dürüm 8.50 tl )














Dürümlerin büyüklüğü idealdi. Ama ben yine bitiremedim hepsini.














Doğma büyüme İstanbullu olan arkadaşımız Yeliz daha önce hiç kaşıkla açık ayran servis edildiği bir yere gitmemiş. Kaşıkla içmek yerine bardakla içmeyi tercih etti. Ben ise ayran sevmediğim için içmedim tadı hakkında bir yorum yapamam ama bizimkiler beğendiler.














Lahmacunun tadı güzel ama porsiyonu küçüktü. Sipariş etmeden önce onu göz önünde bulundurun. (lahmacun 3 tl)














İçli köfte güzeldi, beğendik. ( içli köfte 3.50 tl )



























Mekan bildiğimiz kebabcı, her şehirde benzerlerini bulabilirsiniz ama Mardin'e özgü yöresel lezzetleri sunmaları onları farklı yapan. Servis çok yavaştı, özellikle bizim masaya geç geldi. Çok aman aman bir kalabalık yoktu ama bu yavaşlıklarına anlam veremedik.
Yeliz tombik döner yedi ve beğendi. Kendisi aramızda en zor beğenen insan olarak tombik döneri test etti ve onayladı.
Sahra dürüm ve kebab evini Acıbadem caddesi üzerinde, Acıbadem köprüsünün Kadıköy'e giden yönünde, Burger House'un hemen yanında bulacaksınız.

12 Kasım 2012 Pazartesi

Kanaat Lokantası

Bugün Üsküdar'da ki Kanaat Lokantasında akşam yemeği yedik. Kanaat Lokantası, Üsküdar'ın gözdesidir, Kız Kulesinden sonra Üsküdar'ın ikinci simgesidir. Uzun yıllardır, Üsküdar halkına hizmet vererek ismini herkese duyurdu. Kanaat deyince, lezzetli Osmanlı yemekleri ve ev yemekleri akla gelir. Peki biz neler yedik, ben saç kavurma yedim, Nazlı kaymaklı ekmek kadayıfı yedi ve Merve nohutlu pilav yedi. Saç kavurmayı ve ekmek kadayıfını sevdik ama nohutlu pilavı beğenmedik. Bütün bunlar ve 3 çaya 30 tl ödedik. Ödemeyi nakit olarak alıyorlar. Kredi kartı, banka kartı kabul edilmiyor.







Nazlı fotoğraf çekmemi beklemeden hemen yemeğe başladı ekmek kadayıfını o yüzden yarısını çekebildim. (:




































































































Aşçılar çok sempatiklerdi. İnternete koycaksan bizi de çek, kendimizi görelim internette  dediler. (:

























Tatlılardan, aşuresi çok güzel geçen sene Nazlıyla aşure yemeye Kanaat'a giderdik.


























Fiyatları yüksek ama bir defa da olsa gidilmesi gerek. Lokantanın benim en sevdiğim yanı yemekleri seçerken onları görmemiz, menüden seçmek yerine açık büfeden beğenip seçmek daha güzel. Bir gün yolunuz düşerse ve ev yemeği yemek isterseniz Kanaat Lokantası tam size göre. (:

11 Kasım 2012 Pazar

Ben Çektim

Bugün biraz arşivimi karıştırdım. Neler çekmişim İstanbul'da. Büyük çoğunluğunda photoshop yok. Gökyüzünün en güzel olduğu saatlerde çekim yapmaya özen göstermiştim. Umarım beğenirsiniz. 







10 Kasım 2012 Cumartesi

göksel yağmur yağıyor



Ben küçükken annemle babam Göksel dinlememi istemezlerdi. O zamanlar depresyondayım şarkısı çok meşhurdu. Sanırım ondan dolayı Gökselin şarkılarını küçük kızlarına uygun görmüyorlardı. Neyse, depresyondayımdan sonra böyle pozitif bir şarkı, kocaman gülen yüzü ile Göksel biraz ilginç. Ama tabiki hep aynı şekilde devam etmesi hoş olmazdı.
Neyse şarkıyı dinleyelim. (:

İstanbul'da Sonbahar


İstanbul'da sonbahar teomanın şarkısında ki kadar romantik midir?
Bugün şakır şakır yağan yağmurun altında koşuşturup, taksi ararken o romantik havayı hissetmedim. İstanbul'da yağmur demek trafik demek, sırıl sıklam ıslanmak, taksi arayıpta bulamamak demek. Ben güzel bir yanını bulamıyorum. 


Şemsiyeler uçuşur, eve gelmeden parçalanır. Ne kadar kaliteli alırsam alıyım hala sağlam şemsiyem yok. Çöp kutularının etrafı parçalanmış şemsiyelerle dolu olur. Alt yapıya hiç girmiyorum, kötü diye düşünüyordum ama Ankarayı gördükten sonra istanbul çok daha iyiymiş dedim. 


























Teoman'ın şarkısı evet çok güzel ama İstanbul'da sonbaharı sevmiyorum. Bana Teoman bile sevdiremedi. Yağmur'a şarkı yazanlar çoktur. Yağmur hem romantik duyguları hem de hüznü, ayrılığı çağrıştırır. Fakat Göksel öyle bir şarkı söylemiş ki dinlemelisiniz. Eve gelip, kurulandıktan sonra dinlerseniz yüzünüzde hafif bir tebessüm oluşabilir. (:


9 Kasım 2012 Cuma

Görgülü Pastanesi

Acıbademliler tarafından çok sevilen ve gidilen mekanlardan biri. Pastane-kafe şeklinde acıbadem caddesi üzerinde bir mekan. Acıbademli hanımların çay içmek ve kurabiye yemek için öğleden sonraları geldikleri bir yer Görgülü.




Buraya gelen acıbademlilerin yaş ortalaması 30 ve üstü benim gördüğüm kadarıyla. İstanbulda belli bir yaş üstü insanlar eğer bir yere sürekli gidiyorlarsa kesinlikle güzel bir yerdir. Çünkü yılların tecrübesi sonucu orayı keşfetmiş ve müdavimi olmuşlardır. İstanbul halkı en iyiyi arıyor. Alternatiflerin fazla olmasından dolayı kalitesize kimse hoş bakmıyor ve prim vermiyor. Bu yüzden ben gittiğim yerler de eğer amcalar, teyzeler sürekli geliyorlar izlemine kapılırsam evet burada demek ki bir güzellik var diye düşünürüm.  

Görgülünün pastalarının methini duymuştum ama tatlı yemek yerine su böreği yemek istedim. Su böreğinin tadı tuzu yağı gayet güzeldi. Eee pastane tabiki güzel börek yapmalı diyebilirsiniz ama bırakın pastaneyi ne börekciler var aldığınız börek yağ içinde yüzen falan. 

Bahçeden içeri girdiğim de kurabiyelerin, pastaların, tatlıların beni al beni ye hayır beni ye demelerine dayanamadım görünüşü ilginç gelen bir pasta aldım, paket yaptırdım daha sonra denemek için. Aldığım pasta kestaneliymiş. Kestaneyi pasta sevmem aslında ama görünüşüne aldandım ve aldım. Çabucacık eve gidip denemek için sabırsızlanıyordum. 

Görgülü pastanesi sipariş üzerine nişan, düğün pastası yapıyormuş. Yaptıranlardan duyduğum kadarıyla memnun kalmışlar. Pastalar harika görünmüyolar mı?

Ve eve gelip kestaneli pastayı yediğim de tam bir hayal kırıklığı. Ben hala kestaneyi pastada sevemiyorum. Sizi bilmem ama benim damak zevkime göre değil. 
Fiyatlar şöyle efendim;
Su böreği 5 tl
Çay 2 tl
Pasta 6 tl
Yani standart fiyatları var. Başka pastalarını deneyip yine tecrübelerimi paylaşacağım umarım bir daha ki sefer beğenirim. 

Sonbaharda Dondurma Yenir Mi?

Eğer siz de benim gibi dondurma yemek için mevsim ayırt etmeyenlerdenseniz size bir önerim olacak; Efendiler Dondurma. Acıbademden her geçtiğimde görüyordum ama bir türlü deneme fırsatım olmamıştı. Nereye gitsem ne yapsam da bloga yazsam diye düşünürken karşıma çıktı. Hemen içeri girip bir külah dondurma alarak denedim.



İyi ki denemişim, ben tadından gayet memnum kaldım. Antep fıstıklı, balbadem ve muzluyu tercih ettim. Harikaydı, enfesti. Mutlaka yolunuz düşerse bir külah alıp denemelisiniz. Porsiyonları küçük ilk başta gözünüz doymayabilir fakat tadı o kadar yoğun ve uzun süre damagınız da kaldığından böylesi daha iyi. 

Mekanın iç dizaynı gayet sade, güzel. Benim çok hoşuma gitti. İçerde ve dışarda oturma imkanı var. Dondurmanın yanında çeşitli sütlü tatlılar, waffle, baklava, tulumba ve sahlep gibi alternatifleri de bulunuyor. Yaz kış mevsim farketmeksizin gelinip dondurma yenebilir. Kışın Efendiler Dondurmada mutlaka sahlep içilmeli bence.


Sonbahar olduğundan dolayı öyle çok çeşit yoktu. Yani çok çeşit yoktu diyorum ama yine en az bir 8-10 çeşit vardı. Böyle güzel dondurmacılarda yazın yaklaşık 15 çeşit dondurma olur ve hangisini seçeceğinizi bilmezsiniz ya işte ona göre çok çeşit yoktu.  

Fiyatlarına gelecek olursak 1 top 1.25tl yani 4 top 5tl. Yok ben kilo ile alıp eve götürceğim, evde cümbür cemaat yiyelim diyecek olursanız 1 kg 20tl. Bence verdiğiniz parayı sonuna kadar hakediyor. Hazır dondurmalara para vermek yerine iki-üç top Efendiler Dondurma hem daha sağlıklı hem daha leziz. 
Acıbadem caddesi üzerinde iki tane şubesi var. Size hangisi yakın ise ona gidip havalar daha fazla soğumadan bir külah dondurma yemenizi tavsiye ederim.

Efendiler Dondurma hakkında yazılmış güzel bir yazı daha var onu da inceleyebilirsiniz.



8 Kasım 2012 Perşembe

Kitaplı Kahve

Ders Çalışmak ve Kitap Okumak İçin Nereye Gidilir


Bu hafta tüm arkadaşlarımın vizeleri olduğu için hepimizin ders çalışması gerek. Dolayısıyla benimle gelicek birini bulmakta zorluk çektiğimi itiraf etmeliyim. Neyse ki beni hiç kıramayan bir arkadaşım var. Adına Nazlı diyelim biz. Pek tatlı pek de nazlı bir hanımefendidir kendisi. (: Neyse Nazlıcığımında yarın çok zor bir sınavı olmasına rağmen bana eşlik etti. Vize haftası nereye gidilir, nerede ders çalışılır diye düşünürken aklıma Kitaplı Kahve geldi. 


Kitaplı Kahve, bildiğimiz kafelerden biraz farklı. Kütüphanesi olan bir kafe. Birsürü müşterimiz olsun ticaret yapalım bol para kazanalım diye düşüncelerinin olmadığı izlenimine kapıldım. Fiyatları baya makuldu. Ama fiyatları uygun olan izbe,kirli ve öğrencilerin takıldığı kafeler ile alakası yok. Hatta bence hizmet fiyat performansını değerlendirecek olursak gayette iyiydi. 
Ortam çok güzel. Bir konağı kafe-kütüphane haline getirmişler. Pencerelerin önünle yığınla kitaplar,dergiler. 

Çayınızı içip, kitabınızını sessiz sessiz okuyabilirsiniz. Yanında tatlı fena olmaz derseniz de ıslak kekini önerebilirim. Ben sevdim ıslak kekini. 
Diğer gelenlerden öğrendiğim kadarıyla sultan çayı diye bir çay varmış. Baya da güzelmiş, ben denemedim ama bir gün sultan çayını içmek için yine gideceğim. 


Kitaplı Kahve'nin işletmeticisi olan beyefendi ile tanışma fırsatımız oldu. Yeni gelen misafirleri ile ilgilenen bir evsahibi gibi bizimle ilgilendi. Bize kitaplı kahvenin kurşun kalemlerinden hediye etti. Kitaplarımızın arasına yazı yazıp küçük notlar bırakabilirsiniz, dedi. 5500 tane kitapları varmış ve isteyenler Kitaplı Kahve'ye kitap bağışında bulunabilirmiş.  


Kafenin sahibi, geldiğimiz için teşekkür ettikten sonra, seçerek insan getirinki kafeleşmesin diye rica etti. Orası kesinlikle çok özel bir kafe, dedikodu yapmak için herhangi bir Starbucksa gidilebilir. Ama keyif alarak sakin bir ortamda kitap okumak için tabiki Kitaplı Kahveye gidilir. 


Eğer müziğe ilginiz varsa ve keman, ney dersleri almak isterseniz Kitaplı Kahvenin 2.katında ders veriliyormuş. 2.katta piyano bile var. Detaylı bilgiyi Kitaplı Kahveden alabilirsiniz. 
Peki nerede bu Kitaplı Kahve? Altunizade de Capitol Alışveriş Merkezinin arkasında. Capitol ilköğretim okulunun önünden yürüyerek gidiyorsunuz daha sonra ilk sola dönüp, dümdüz gittiğinizde görüceksinizdir.

Hoşcakalın (:


7 Kasım 2012 Çarşamba

J’ADORE CHOCOLATIER

Blogum için ilk durağım J'adore oldu. Kız kardeşimle iki aydır J'adore'a gitmek için plan yapıyoruz ama hep bir aksilik çıkıyordu. Bugun artık bizi kimse durduramaz diyerek yola çıktık. Yağmur yağmasına rağmen gittik İstiklal Caddesine.

J'adore benim için özel bir mekandır. Sessiz sakinliği enfes tatlıları ile gitmekten büyük keyif aldığım bir yer.



Mini minnacık bir kafe ama çok ayrı samimi bir havası var. (Bana her zaman öyle gelmiştir.) Girişte binbir çeşit çikolatalar göz doyurmaya yetiyor. Marketlerdeki çikolata reyonlarını bile hayran hayran izleyen biri olarak orda kendimi kaybediyorum.



Tatlılara gelecek olursak oh la la beatrice ve meyve salatası en sevdiklerimden. Oh la la beatrice özel bir tarif ile yapılıyor. Kek, çikolata, kremşanti, çilek ve muzun biraraya gelmesiyle muhteşem
bir tat oluşmuş. Tabağı bitirmek için kendinizi zorlamayın hatta bence bir tabağı iki kişi bile rahatlıkla yiyebilir. Çünkü öyle yoğun çikolata tadı varki insan bir süre sonra tıkandığını hissediyor.


 Meyve salatası ise bildiğimiz meyve salatalarından çok farklı. Çilek,muz,elma ve tabiki çikolata ile harika bir meyve salatası yapıyorlar. Bence meyve salatası beatrice kadar yoğun değil. O yüzden ben genelde meyve salatasını tercih ediyorum ama tabiki damak tadınız benden farklı olabilir.

Buraya kadar herşey çok güzel ama küçük bir eleştirim olacak. Önceleri masalara çikolata kaplı kahve tanecikleri ile birlikte bir sürahi su (içinde nane yaprakları olurdu) ve bardaklar getirildi. Artık nane yapraklarıyla ile olan suyu getirmiyorlar onun yerine normal şişe suyu getiriyorlar. Bence nane yapraklarıyla gelen su J'adore'un kendine has olan özelliklerinden biriydi. Gerçi hala çikolata kaplı kahve çekirdeği taneciklerini masalarda görebiliyoruz.

Bu kadar anlattıktan sonra nerede bu J'adore diyecek olursanız. İstiklal caddesinde dümdüz Galatasaray Lisesini geçene kadar yürüyorsunuz. Daha sonra Kosta ve Sevenhill'in arasındaki sokaktan dümdüz devam ediceksiniz, zaten küçük bir sokak. Sokağın sonundaki minik, sevimli yer işte J'adore. Şimdiden afiyet olsun. (: